amasyada gezilecek yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
amasyada gezilecek yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2014 Çarşamba

Amasyada Gezilecek Yerler



Amasya’da gezilecek yerler çoğunlukla şehir merkezinde ama gezilecek yerler bunlarla sınırlı değil. Önce Amasya merkezindeki gezilecek yerleri tanıtalım.
Amasya Kalesi: Harşena dağının tepesine kurulmuş kalenin ayakta olan kısımları ziyarete açık. Amasya’ya hakim bir tepeden şehri izlemek için ideal.
Hazeranlar Konağı: Yalıboyu evlerinden en dikkat çekenlerinden birisi şüphesiz bu konak. Günümüzde işletme olarak kullanılıyor.
Beyazıt Külliyesi: Sultan II. Beyazıt padişah olduktan sonra Amasya‘ya bu güzel eseri kazandırıyor. Külliyenin merkezindeki çift minareli ve çift kubbeli camii Amasya’nın en büyük camii olma özelliğini halen koruyor. Bahçesindeki şadırvan ve külliye yaşıt çınar ağaçları da görülmeye değer.
Gök Medrese Camii: Camii olarak faal durumda olan medrese biraz bakımsız kalmış.
Kral Kaya Mezarları: Roma dönemlerine ait kaya mezarları devasa boyutlarıyla dikkat çekiyor. Zamanla oldukça yıpranmış olsa da dikkatli bakıldığında ince bir işçilik olduğu fark ediliyor.
Kızlar Sarayı ve Hamamı: Kral Kaya mezarlarının eteklerindeki hamamın içine girilmiyor ancak dışardan incelenebilir.
Amasya Yalıboyu Evleri: Yeşil Irmak kıyısındaki yalılar restore edilmiş durumda. Pek çoğu lokanta ve otel olarak hizmet veriyorlar.
Arkeoloji Müzesi: Özellikle mumyalar dikkat çekici.
Alçak Köprü: Eski köprünün dere yatağında kalması nedeniyle köprü kemerlerinin üzerine yeni bir köprü yapılmış.
Amasya’da gezilecek yerler bunlardan çok daha fazla. Diğerlerini de kendiniz keşfedebilirsiniz. Hadi bir kaçı bizden olsun: Yıldız Hamamı, Hatuniye Camii, Özel Müzeler, Minia Amasya…

8 Kasım 2014 Cumartesi

Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Fatih Sultan Mehmet döneminin ünlü hekim ve cerrahı Amasyalı tıp alimi Sabuncuoğlu Şerefeddin adına açılan tıp ve cerrahi tarihi müzesi, barındırdığı tıbbi zenginliklerle tarihe ışık tutuyor


AA
Müze  ziyaretçilerinin ilgisini ise ünlü tıp aliminin zehir ve panzehirlerle alakalı  çalışmalarının yer aldığı bölüm çekiyor - Sabuncuoğlu Şerefeddin'in,  panzehir üretmek için yaptığı çalışmalarda kendisini zehirlediği, ardından  ürettiği panzehiri kendi üzerinde denediği belirtiliyor


Osmanlı padişahı Fatih Sultan  Mehmet döneminin ünlü hekim ve cerrahı Amasyalı tıp alimi Sabuncuoğlu  Şerefeddin'in, zehir ve panzehir çalışmaları sırasında hayvanların dışında  kendisini de denek olarak kullandığı belirtildi.



İlhanlılar döneminde inşa edilen ve uzun süre akıl hastalarının müzik  ve su sesi ile tedavi gördüğü, Sabuncuoğlu Şerefeddin'in 14 yıl boyunca "hekim  başı" olarak görev yaptığı, bir süre önce Amasya Belediyesince yeniden  düzenlenerek Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi'ne çevrilen  bimarhane, barındırdığı tıbbi zenginliklerle ilgi çekiyor.



 
Anadolu'nun ilk cerrahlarından biri olarak bilinen ve 190 hastalığa  çare bulduğu belirtilen Sabuncuoğlu Şerefeddin'in geliştirdiği ve tedavi amaçlı  kullandığı müzik aletleri ile 200'e yakın cerrahi aletin sergilendiği müzede,  Sabuncuoğlu Şerefeddin'in hastalarını tedavi ettiği hareketli heykellerin yer  aldığı bir klinik, şifalı bitkilerin bulunduğu bir bahçe ve balmumu heykeller yer  alıyor.



Müze Müdürü Barış Önder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaca  ünlü cerrah Sabuncuoğlu Şerefeddin'in zehir ve panzehirler üzerine yaptığı  çalışmaların müzede bulunduğu bölümün ilgi çektiğini söyledi.


Ünlü hekimin o dönem yazdığı kitaplardan biri olan "Mücerrebname" adlı  kitabı kaynak olarak gösteren Önder, modern tıpta olduğu gibi hayvanları da denek  olarak kullanan Sabuncuoğlu'nun, panzehir üretmek için hayvanlar dışında  kendisini de denek yaptığını belirtti.


Yılan tarafından sokturarak zehirlenmesini sağladığı horoza, yaptığı  panzehiri vererek sonuçlarını gözlemleyen Sabuncuoğlu Şerefeddin'in aynı işlemi  kendisine de uyguladığını anlatan Önder, "Böylece geliştirdiği panzehiri  kullanır. Bu da Sabuncuoğlu Şerefeddin'in ne kadar ilim olarak ileri gittiğinin  bir göstergesi kabul edilir" dedi.


Önder, müzede Sabuncuoğlu Şerefeddin'in o dönem icat ederek  geliştirdiği tıp aletlerinin sergilendiği bölümde yer alan zehir ve panzehir  çalışmalarının tıp aletleri, heykel, minyatürler ve çizim ile tasvirlerle  anlatıldığı bölümün müze ziyaretçileri tarafından ilgi çektiğini ifade etti.



 
- Ünlü hekim diş kaplaması da yapmış



Müzede, ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bölümlerden birinin de diş  hastalıklarının tedavi edildiği tıp aletlerinin sergilendiği bölüm olduğunu  anlatan Önder, "Sabuncuoğlu Şerefeddin gerek diş ameliyatları, diş tedavileri  gerek kaplama çalışmaları ile o dönemde çığır açmıştır. Günümüzde o dönemde  kullanılan aletlere yakın aletlerin kullanıldığı gözlemlenmektedir. bugün diş  hekimlerinin kullandığı birçok tıp aletini o dönemde ünlü hekimin geliştirdiğini  görüyoruz" diye konuştu.



 
- Su ile tedaviyi yansıtmak için özel düzenek yapıldı



Amasyalı tıp alimi Sabuncuoğlu Şerefeddin'in yaklaşık 600 yıl önce  kullandığı tıp aletlerinin yanı sıra su ile tedavi amaçlı müzeye yeni bir alet  kazandırıldığını dile getiren Önder, "Müzikle tedavinin yanı sıra müzede  yüzyıllar önce akıl hastalarının su ile tedavi edildiğini yansıtmak amacıyla  eskiden bakır kaplardan bakır kaplara su boşaltılan düzenek yerine müzemize  kazandırılan bu bölümde 6 adet saz teli bulunan ve altında bakır kap olan  düzenekle su ritmli bir şekilde bu bakır kaba süzülerek su ile tedavi  yansıtılıyor" ifadelerini kullandı.



- Bimarhane



Yakutiye Mahallesi'nde bulunan bimarhanenin medrese olduğu da iddia  ediliyor. Yapıldığından bugüne kadar geçen süre içinde bimarhane olarak tanınan  yapıyı Amasya'nın İlhanlı hakimiyeti döneminde, İlhanlı Hükümdarı Olcayto Mehmet  Hüdabende ve eşi İlduş (Yıldız) Hatun adına köleleri Amber Bin Abdullah  tarafından 1308-1309 yıllarında yaptırdığı biliniyor.



Anadolu'da buna benzer örneklere Sultaniye'de, Sivas ve Divriği  Darüşşifalarında rastlanıyor.Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapılan darüşşifalar  (bimarhane), diğer sosyal ve tıbbi yapılardan farklı özellik taşıyor.  Darüşşifalarda akıl hastalarının müzik ve su sesiyle iyileştirilmesi öncelik  kazanmış. Amasya Bimarhanesi de bunun bir örneği olarak tanınıyor.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

bizi takip edin...