eskişehirde gezilecek yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eskişehirde gezilecek yerler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2014 Çarşamba

Eskisehirde Gezilecek Yerler

Eskişehir’de Bunları Yapın

Eskişehir’e gitmeyi düşünüyorsanız ve Eskişehir’e gidince ne yapacağım diye merak ediyorsanız işte Eskişehir’de yapmanız gerekenler. Eskişehir’e gidip de yapmadan dönmemeniz gereken şeyleri aşağıda sıraladık. Eskişehir’de keşke bunu da yapsaydım, keşke şuraya da gitseydim demek istemiyorsanız işe size fırsat. Eskişehir denince akla ilk gelen şeyler Porsuk Çayı, çay üzerindeki köprüleri, yemyeşil doğası, ünlü Odunpazarı evleri, çiğ börek ve balaban kebabıdır. Bunların yanı sıra Eskişehir’in tarihi yerleri, yöresel lezzetleri ve antik kentleri de Eskişehir’e ayrı bir güzellik katmakta ve önem kazandırmaktadır.

İşte Eskişehir’de Yapılacak Şeyler

Türkiye’nin en renkli şehirlerinden olan Eskişehir, özellikle üniversitelerin etkisiyle genç nüfus fazladır. Zengin bir tarihe ve kültüre sahip bir şehirdir. Ayrıca Yunus Emre, Nasreddin Hoca Seyyid Battal Gazi gibi ünlü isimlerde Eskişehir tarihinin en önemli isimleridir. Yunus Emre, M.S. 1240 yılında Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy’de dünyaya gelmiştir.

Eskişehir Kaplıcaları

Eskişehir Kaplıcaları
Eskişehir Kaplıcaları
Eskişehir’in merkezinde bulunan Merkez Kaplıcası, Porsuk Çayı’nın güney tarafında bulunmaktadır. 5 kaynaktan oluşan bu kaplıcanın su sıcaklığı 38 derece ila 45 derece arasında değişmektedir. Eskişehir Merkez Kaplıcasından saniyede 30 litre su çıkmaktadır. Eskişehir Merkez Kaplıcası turizm amaçlı kullanılsa da tıbbi amaçlı da kullanılmaktadır. Bu kaplıcanın böbrek taşları, safra kesesi, gut ve cilt hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir.
Eskişehir’de Merkez Kaplıcasının dışında birçok kaplıca daha vardır. Bunlar Eskişehir merkezde bulunan Hasırca Kaplıcası, Kızılinler Kaplıcası ve Aşağı Ve Yukarı Ilıca Kaplıcaları, Alpu ilçesine bulunan Uyuzhamam Kaplıcası, Mihalgazi ilçesinde bulunan Sakarılıca Kaplıcası, Çifteler ilçesindeki Çifteler Hamamı, Günyüzü ilçesindeki Çardak (Hamamkarahisar) Kaplıcası, Mihalıççık ilçesinde bulunan Yarıkçı Kaplıcası ve Sarıcakaya ilçesinde bulunan Laçin Maden Suyu.

Eskişehir Mesire Yerleri

Mesire Yerleri
Mesire Yerleri
Eskişehir’de dinlenebileceğiniz, doğa ile başbaşa kalabileceğiniz birçok dinlenme yeri ve mesire yeri bulunmaktadır. Eskişehir, coğrafi bölge bakımından her ne kadar İç Anadolu Bölgesine bağlı olsa da Ege Bölgesine yakın olduğu için ormanlık alanların varlığı normalin üzerinde. İşte Eskişehir’in mesire ve dinlenme yerlerinden bazıları;
  • Fidanlık Orman İçi Dinlenme Yeri
  • Bademlik
  • Şelale (Kalabak) Orman İçi Dinlenme Yeri
  • Çatacık Orman İçi Dinlenme Yeri
  • Musaözü Barajı

Eskişehir Lületaşı İşçiliği

Lületaşı İşçiliği
Lületaşı İşçiliği
Eskişehir denince akla ilk gelenlerden birisi olan Lületaşı işlemeciliği 1940’lı yıllardan beri yapılmaktadır. İlk zamanlar sadece pipo yapmak için kullanılan Lületaşı ile sonraki zamanlarda kolye, bilezik, küpe v.b. aksesuarların yapımında da kullanıldır. Sizde eğer Eskişehir’e giderseniz kendinize ve sevdiklerinize Lületaşından yapılmış bir hediye alın.

Eskişehir Yöresel Lezzetleri

Eskişehir Çiğbörek

Çiğbörek
Çiğbörek
Eskişehir yöresel lezzetlerinin başında gelenlerden birisi de çiğbörektir. Un, su, tuz, soğan, baharat, yağ ve kıyma malzemeleri ile ortaya çıkan bu lezzetin tarihi Kırım Tatarlarına kadar uzanmaktadır. Eskişehir’e yolu düşenler mutlaka tadına baksın. Eskişehir’in diğer yöresel lezzetlerinden bazıları ise şöyle;
  • Miyane Çorbası
  • Harşıl
  • Kelem Dolması
  • Çerkes Sofrası
  • Düğün Pilavı
  • Göbete

Eskişehir Atlıhan Tarihi Çarşısı

Atlıhan Tarihi Çarşısı
Atlıhan Tarihi Çarşısı
1850’li yıllarda yapılan Atlıhan, o zamanın toprak zenginlerinden olan Takattin Bey tarafından yapılmıştır. Yapılma nedeni ise çevreden gelen tüccar ve köylülerin konaklamaları idi. Yolu bu güzergahtan geçen köylüler ve tüccarlar hayvanlarını buraya bağlar ve geceyi de burada geçirirlerdir. 20. yüzyıldan sonra harabeye dönen Atlıhan, 2006 yılında restore edilerek şuan da çarşı olarak kullanılmaktadır.

Eskişehir Odunpazarı Evleri

Odunpazarı Evleri
Odunpazarı Evleri
Eskişehir’in simgelerinden olan Odunpazarı evleri, adında da geçtiği gibi Eskişehir’in ilçesi olan Odunpazarında bulunmaktadır. Buranın ilk yerleşim yeri olarak kullanılacağı zaman yapılan bu evler Osmanlı dönemine ait evler olup hepsi tarihi bir öneme sahiptir. Üzerlerinde birçok mimari ve motifler taşımaktadırlar.

Eskişehir’e Gidince Yapmadan Dönmeyin

* Midas Anıtı olarak bilinen Yazılıkaya’yı görmeden,
Midas Anıtı
Midas Anıtı
* Başta Sakarı Ilıca termal merkezi olmak üzere diğer termal merkezleri gezmeden,
Sakarı Ilıca Kaplıcaları
Sakarı Ilıca Kaplıcaları
* Yöresel lezzetlerin belki de en başında gelen çiğbörek yemeden,
Çiğbörek
Çiğbörek
* Odunpazarı Evlerini görmeden
Odunpazarı Evleri
Odunpazarı Evleri
sakın dönmeyin…

17 Kasım 2014 Pazartesi

Atlıhan El Sanatları Carsisi

Atlıhan El Sanatları Çarşısı


Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Eskişehir’in çok önemli bir değeri olan lüle taşının yeniden tüm dünyada etkin tanıtımı ve pazarlanması, ayrıca geleneksel sanatlarımıza emek ve hayat veren lüle taşı ustalarımızın himaye ve teşvik edilmesi için 2005 yılında Odunpazarı Belediyesi tarafından hizmete açılmıştır.
Bünyesinde yer alan 25 adet atölyesi ile el sanatlarımızın üretim, teşhir ve satışının yapıldığı Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Türkiye’de lüle taşını tanımak ve ürünlerini görmek isteyen vatandaşlarımızın ilk durağı haline gelmiştir.
Atlı Han 1850’li yıllarda Eskişehir’in büyük toprak sahiplerinden Takattin Bey tarafından çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yapılmıştır. Her gün meydanda kurulan odun pazarına, odun satmak için gelen köylüler, önce Atlı Han’a uğrar; öküz arabalarını ve hayvanlarını buraya bırakır, pazara giderlerdi. Akşam olduğunda hana döner geceyi burada geçirirlerdi.
Yapıldığı tarihten günümüze kadar birçok defa el değiştiren Atlı Han genel olarak asıl amacının dışında kullanılmadı. Kurtuluş Savaşı yıllarında bölge Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde Beyler Sokak ile Tiryaki Hasan Paşa Sokağının kesiştiği yerdeki bir numaralı evi karargah binası olarak kullanan Yunan askerleri, her gün Atlı Han’ın karşısındaki meydana gelir, hava kararıncaya kadar kendileri için konulmuş masalarda oturur, Atlı Han’ın çay ocağından gelen çayı içerlerdi. Cumhuriyetten sonra Eskişehir Garnizon Komutanlığı, burayı o dönem hanın sahibi Çerkez Hüseyin’den atlarını barındırmak amacıyla kiraladı. Fakat  askerlerin yüzlerce atı her gün iki defa Akarbaşı Camisi’nin bulunduğu mevkiye sulamaya getirip götürürken oluşturdukları gürültüden halkın rahatsız olması nedeniyle birkaç ay sonra hanı boşaltmak zorunda  kaldılar.
O dönemde büyük bir ahşap  giriş kapısı olan hanın ortasına geniş bir avlu hakimdi. Kapının tam karşısındaki bölüm hayvanların konulduğu ahır kısmıydı. Bu hayvanların bakımını yapmak amacıyla ahırın sağ köşesinde bir nalbant dükkanı bulunurdu. Orta kısımdaki kuyu sayesinde hem hayvanların hem de misafirlerin su ihtiyacı karşılanırdı. Hanın zemin katının sol tarafı yan yana dizilmiş döşeklerden oluşan yatakhaneydi. 18. yüzyılda boş bir meydan olan Hicri Sezen Parkı’na dağlardan getirdikleri odunları satmaya gelen köylüler akşam pazar toplandıktan sonra hana gelerek bu döşeklerde yatarlardı. Hanın üst katına, sağ taraftaki merdivenlerle çıkılmaktaydı. Burası yine orta halli kişiler tarafından kiralanan, yan yana yapılmış ufak odalardan oluşmaktaydı.
Atlı Han’da sonraki dönemlerde daha çok ekonomik durumu zayıf olan köylüler barınırken, durumu daha iyi olanlar ise bugünkü Hicri Sezen Parkı’nın karşısındaki günümüzde Bahçeli Kahve olarak bilinen handa  kalırlardı. Atlı    Han hem dinlenilip konaklanan hem hayvanların bakımının yapıldığı hem de içinde çay ocağı bulunmasından dolayı bölge halkının da toplandığı, dönemin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik gündeminin oluştuğu bir mekan konumundaydı. Zaman içinde han, Tavafçı Hanı, Odunpazarı Hanı  gibi isimlerle  anıldı.
19.Yüzyılın sonlarına kadar hanın ortasındaki kuyu varlığını korumuştu. Hatta bir söylenceye göre; Yunanlılar, Kurtuluş Savaşı’nda aldıkları ağır yenilgiden sonra bu bölgeden kaçarken altınlarını bu kuyunun içine attıkları söylenmektedir.
20.yüzyılın özellikle ikinci yarısından sonra han eski işlevini yitirerek metruk ve harabe bir hal aldı. Birçok bölümü yıkıldı ya da yandı.
Han, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında 2006 yılında, orjinal mimarisi göz önünde bulundurularak Atlı Han adıyla  Belediyemiz tarafından yeniden inşa edildi. 675 metrekarelik bir alanda yer alan han,  geleneksel mimari unsurları da içinde barındıran bir yapıdır. Zemin ve birinci kat olmak üzere iki kattan oluşan Atlı Han, içinde lületaşı, gümüş, toprak kap ve cam atölyelerinin,  dükkanlarının  bulunduğu  geleneksel el sanatları ürünlerinin teşhir ve satışının yapıldığı bir çarşıdır. Atlı Han bu haliyle bölgenin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısını iyileştiren en önemli aktörlerden biridir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

bizi takip edin...