10 Ocak 2015 Cumartesi

Okyanusun En Yirtici Yaratiklariyla Serbest Dalis

Okyanusun En Yırtıcı Yaratıklarıyla Serbest Dalış

Serbest dalış ustalarının vahşi su canlılarıyla yaptıkları dalışlara inanamayacaksınız.

İki Fransız dalgıç Alex Roubaud ve Alex Voyer, dünyanın el değmemiş yerlerine gidip su altında balinalar, köpekbalıkları, vatozlar ve leopar fokları ile dalıyorlar. Onlara göre su altını anlayabilmenin en iyi yolu nefesinizi tutmak.
“Serbest dalış, geleneksel scuba dalışına göre çok farklı bir açıdan su altına bakmanızı sağlıyor,” diye anlatıyor Alex Voyer.
Bu inanılmaz dünyayı anlamak için dalmak lazım
“Serbest dalış, su altında bir canlıya yaklaşmak için başvurulabilecek en doğal ve sade yöntem kesinlikle. Bu tarz bir dalış, fotoğrafçı için de çok farklı bir görüş açısı yaratıyor,” diyor Alex.
“Sırtımızda tüpler olmadan suda çok daha rahat hareket ediyoruz. Belki fazla derine gidemiyoruz ama her yöne daha rahat dönebiliyoruz. Tüpe bağımlı olmadığımız için de suda 3-4 saat kalabiliyoruz." 
Paris’te yaşayan ve dalmak için fazla su bulamayan ikili, işten geriye kalan her boşluğu değerlendirmeye çalışıyor, böyle zamanlarda Antartika’dan Azorlara kadar dalış yapıyor ve su altı canlılarıyla iletişime geçiyorlar.
“Fransa sahilleri de çok güzel ama biz farklı okyanuslardaki değişik canlılar ile buluşmak ve onları tanımak istiyoruz.”
Serbest dalışın bir iyi yönü de, malzemesinin az ve basit olması. Bir su altı giysisi, bir maske ve paletle dalış yapmak mümkün. Tabii bir de nefesinizi tutmayı bilmeniz lazım. 

2013 yılındaki Antartika seyahatlerine kadar ikili, daha çok Azor ve Maldivler gibi sıcak sularda dalış yapıyordu ve bu dalışlarda güneşin su altı hayatını nasıl beslediğine yakından şahit oldular.


Fransız ekibin hayatlarının dönüm noktası ise Azorlar’da, su altı dünyasının en büyük balığı olan balina köpekbalığı ile yaptıkları dalış olmuş. Yukarıdaki karede Marianne Aventurier, balina köpekbalığının hemen altında yüzüyor.

O günü, “Gerçekten unutulmaz bir andı,” diye anlatıyor Alex.

Alex Voyer bu yıl Kolombiya’daki Malpelo Adası’nda yaptığı dalışta, bir balık anaforunun içerisinde adeta hipnotize oldu.
Kolombiya’nın 500 km kadar açığında ve Doğu Pasifik sularında yer alan bu ıssız ada sadece 1 km uzunluğunda ve 600 m genişliğinde. Üzerinde ise yaklaşık 300 m yüksekliğinde üç tane kayalık tepe var.

İnsan bedeni aslında serbest dalış için ideal bir yapıya sahip. Temel memeli refleksi olarak, suya girince kalp atışlarımız yavaşlıyor ve bu sayede daha az oksijen tüketerek nefesimizi daha uzun süre tutabiliyoruz.
Bir başka doğal refleks ise, suya girince damarlarımızın büzülmesi ve bu sayede kanın kollar ve bacaklardan hayati organlara doğru kayarak canlı kalmayı kolaylaştırması.
Amatör dalgıçlar kısa sürelerle dalıp çıkabilirken, profesyonel serbest dalışçılar 3-4 dakika kadar suyun altında kalabilir.


Su altı dünyası, o büyüleyici görüntüsünün altında her zaman ölümcül tehlikeler de barındırır. Özellikle yüzeye çıkışın son 10 metresindeki basınç farkı ani bayılmalara yol açabilir ve birçok dalgıcın hayatını kaybetme sebebi de tam olarak budur.
Tek başına dalmak her zaman risklidir. Bu yüzden dalgıçlar her zaman iki kişi dalarlar.
“Eğer temel kurallara uyarsanız ve birbirinizden sorumlu olacağınız bir arkadaşınızla dalarsanız, serbest dalış asla tehlikeli bir aktivite olmaz. Bu işi yapmak isteyen insanlara, mutlaka ana kuralları öğrenmelerini ve asla tek başlarına dalmamalarını tavsiye ediyoruz.” diye vurguluyor Alex.
Maldivler her zaman bir dalgıç cenneti olmuştur. Art arda sıralanmış adalar ve ılık su sayesinde el değmemiş su altı hayatını gözlemlemek mümkün.
“Biz dalış sırasında sadece doğal ışık ve nefesimizi kullanıyoruz.” diyor Alex. “Çektiğimiz fotoğraflar nispeten daha renksizdir ama bu, bizim tam olarak su altında gördüğümüz doğal görüntüdür.”

Antartika’ya gitmek ekip açısından yepyeni bir deneyim olmuş. Soğuk suyun farklı imkanlar sunduğuna şahit olmuş ve leopar foku ile dalıp çıkma gibi unutulmaz deneyimler yaşamışlar. Fok deyince herkesin aklına sevimli ve zararsız canlılar gelebilir ama Antartika’da yaşayan leopar foku, soğuk suların en yırtıcı hayvanı olarak biliniyor ve insanlara karşı oldukça saldırgan olmasıyla tanınıyor.  

 Alex yolculuklarını, “Bu kesinlikle Antartika’da düzenlenen ilk serbest dalış organizasyonuydu ve bir ay boyunca 17 metrelik bir teknede yaşayarak çevredeki canlıları gözlemledik.” diye anlatıyor.
“Uygarlıktan bu kadar uzakta ve bu yüksek dağların arasında dalmak gerçekten unutulmaz bir deneyimdi.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

bizi takip edin...